Dünya Sağlık Örgütüne göre ruh sağlığı; kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı halidir.
Ruh sağlığı kavramı, sadece ruhsal bozukluklarının olmaması durumu değil, bireylerin ruhsal iyilik hali olarak da tanımlanmaktadır.
Toplum ruh sağlığı “hastadan” önce “insanı” temel alan, toplumun ihtiyaçlarını halk sağlığı perspektifinden ele alan, etik olarak insan haklarına dayalı, etkililik olarak bulguları baz alan ve tedavinin her aşamasında hastayı ortak ederek hasta katılımını temel alan bir sistemdir.
Toplum ruh sağlığı yalnızca ruh sağlığı hastalıklarının görülmesi ve engellenmesi ile ilgili değildir, ayrıca ruh sağlığı hakkında farkındalık yaratmaktır.
Dolayısıyla toplum ruh sağlığı, nüfusun ruh sağlığının iyileştirilmesi ve sağlıklı bir toplum yaratılması yönündeki eylemler olarak tanımlanabilir. Gelişmekte olan ülkeler daha çok fiziksel sağlık üzerinde dururken, ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça toplumun ruhsal iyilik haline verilen önem de artmaktadır.
Günümüzde artan stres ve yaşam zorlukları nedeniyle toplumların ruhsal iyilik halleri azalırken, ruhsal bozuklukların daha da ciddi seviyelere ulaştığı bildirilmektedir.
Ülkemizde daha önce olan sorunlara (işsizlik, toplumsal eşitsizlik, aile içi şiddet olayları vb.), pandeminin getirdiği sorunlar da (daha fazla iş kayıpları, sosyal izolasyon, sosyal aktivitelerin durdurulması vb.) eklenince, toplumun ruh sağlığını korumak ve güçlendirmek daha da önemli bir konu haline gelmiştir.
Toplum ruh sağlığını etkileyen faktörler nelerdir?
- Göçler
- Savaşlar
- Afetler
- Pandemi ve salgın hastalıklar
- Şiddet
- Ekonomik kriz
- Boşanma
- Bağımlılık
- İntihar
- Cinsel istismar
- Medya
Şimdi bu alanların tek tek toplum sağlığını nasıl etkilediğini açıklamak istiyorum.