Sosyal Medyada Gelişmeleri Kaçırma Korkusu: FOMO

Ah şu sosyal medya…

“Acaba ben bu yazıyı okurken sosyal medyada ne hikayeler ne fotoğraflar paylaşıldı? Ben hepsini kaçırıyorum şu anda. Çok gerildim.”

Böyle düşünüyorsanız psikiyatride yeni bir tanımlama olan FOMO ile karşı karşıya olabilirsiniz. Peki nedir bu FOMO? İngilizce “Fear of Missing Out (FOMO)” kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. Türkçe’si gelişmeleri kaçırma korkusudur. Bu korku özellikle sosyal medya için tanımlanmıştır.

Son 20 yılda internet ve dijital teknolojilerdeki hızlı ilerlemeler, yaşamımızın tam merkezine sosyal medya kavramını oturtmuştur. Onlarca sosyal medya uygulaması birçoğumuzun telefonunda yüklüdür ve gün içerisinde çok defa bu uygulamalarda kim neler paylaşmış merak ediyoruz. Sosyal medyayı bu kadar yaygın bir şekilde kullanmak çeşitli ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasını da beraberinde getirmektedir.

Teknoloji ile iç içe olan kişiler sürekli olarak internette gezinmekte, telefonlarını ellerinden bırakmamakta ve sosyal medyada olup bitenden sürekli haberdar olmak istemektedirler. Sosyal medya ile bu güçlü ilişki bir süre sonra sosyal medya korkularına dönüşebilmektedir. Sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma korkusu bu korkulardan birisidir. Bu ruhsal bozukluk FOMO olarak isimlendirilmektedir. Bu durum özellikle bilgilerin anlık olarak güncellendiği sosyal medya platformlarını aşırı kullanmayı tanımlamaktadır. İlk kez Przybylski tarafından, kişinin kendisi olmadığında başkalarının eğlenceli zaman geçirdiğini düşünmesi ve bu durumun da rahatsızlık yaratması olarak tanımlanmıştır. Bu kavramın daha sonraki çalışılmalarda kişilerin davranışlarını belirlemede oldukça önemli olduğu bulunmuştur.

Gelişmeleri kaçırma korkusu başkalarının ne yaptığı ile sürekli bağlantıda olma isteği ile ilgilidir. Sosyal ağlarda arkadaşlarının veya kendilerinin güncellemelerinin izlenememesi bu kişileri ciddi düzeyde rahatsız eder. Aşırı bir kaygı ve gerginlik yaşarlar. Bu kaygı ve gerginlik yalnızca sosyal medyadaki gelişmelere bakarak azalır. Ancak çok kısa bir süre sonra yine aynı gerginlik oluşur. Çünkü sosyal medyada her an onlarca yeni bilgi paylaşılmaktadır ve bir bireyin tüm bunları takip etmesi olanaksızdır. Bu yüzden kişiler telefonlarını ve bilgisayarlarını ellerinden bırakamazlar ve kişilerin tüm yaşamı bozulmaya başlar.  Bu bireyler sosyal ağlarda geçirdikleri süre dışındaki yaşamlarında sürekli yalnız hissettiklerini bildirmektedir. Normal yaşamdaki ilişkilerinde eksik olan sevgi ve şefkati bilgi paylaşma ve yayılmasını sağlama ile tamamlamaya çalışmaktadırlar.

Aşağıda sıralanan durumlardan bir veya birkaçını yaşıyorsanız bir psikiyatri hekimine başvurunuz.

• Sosyal medyada bir şeyi kaçırma ihtimalimden dolayı korku duyarım, aşırı huzursuz olurum, aşırı kaygı hissederim.
• İşyerimdeki ve okuldaki güncel gelişmeleri takip edemeyeceğimden korkarım.
• Sosyal gündemden kopacağım için endişe duyarım.
• Eğlenceli bir şeyleri kaçıracağımdan korkarım.
• İş veya okuldan gelecek önemli mesajları kaçıracağımdan endişe duyarım.
• Ulaşılamayacağım için kaygı duyarım.
• Aklım telefonumda kaldığı için günlük işlerime odaklanamam.
• Sosyal medya paylaşımlarıma gelen yorumları göremeyeceğim için mutsuz olurum.
• İyi bir zaman geçirdiğimde bunun detaylarını online olarak paylaşmak benim için çok önemlidir ve paylaşmazsam aşırı gerilirim.