Muazzam bir teklifti bu hayatımda alabileceğim belki de en iyisi. Bu konumda alabileceğim en iyi hatta süper bir teklif. Bana bir şirketin üst yöneticilik teklifini mi ettiler yoksa ben hala bir rüyadayım?
Bir süre bunlarla uğraşırken, hayatıma giren pek çok yeniliğin farkında değildim. Özel bir araçla toplantılara gidiyordum. Şirket kurucusu CEO’su olan kişi bana güveniyor ve benden fikir isteyip duruyordu. Gece yarılarına kadar düşünüyordum. Neler yapabiliriz nasıl olacak diye derken bana ekibimi kurmam gerektiğini söyledi. Ben hiçbir zaman kimsenin zekasını hafife almadım. Eminim onun da taktiği buydu. Benim ağzımdan çıkanı pür dikkat dinliyor ve beyninin önemli noktalarında yer ediyordu.
‘Ekibi Kurmak’
Bana ilk hissettirdiği izlenim kötü oldu bu cümlenin. Sana güveniyorum diyordu ama başının çaresine bak der gibiydi de. Duygularım ne kadar beni aşağı çekmeye çalışsa da buna izin vermedim. O kadar kişi arasında neden ‘BEN’ benim farkım ne diye düşünmeden edemiyordum. Daha sonra toparlanmam gerektiğini fark ettim. Emin ilerlemeliydim.
‘Araştırma Yapmak’
Bu şirket hakkında araştırmalar yaptım. Adımlarını nasıl atar, kime güvenir, sponsorları nelerdir vb. araştırmalar sonucu henüz yeni kurulmaya çalışan bir şirket olduğu bilgisini edindim. Bu içimi rahatlatır gibi dursa da endişe etmeme sebebiyet verdi. Mademki yeni kurulan bir şirketti o zaman benimle çalışmaları mümkündü.
Araştırmalar sonucu ekibimi de kurdum. Şahane güçlü bir ekip vardı karşımda. Toplantıların birçoğu online olurken birazı ise yüz yüzeydi. Benim her dediğimi pür dikkat dinliyordu ancak bana hiçbir şey söylemiyor, çok iyi iş çıkardığımı ve benimle çalışmaktan çok memnun olduğunu söylüyordu. Bizim toplantımız bitmişti. Diğer ekiplerin yazılım, teknik gibi ekiplerin sadece şeflerini tanıyordum ve onlarla toplantılar oluyor ve genel şirket adına konuşuluyordu.
Bir gün kendisine diğer ekiplerinde toplantılarına katılmak istediğimi, henüz ne aşamada olduklarını bilmek istediğimi ve ekip şefi olarak buna yetkin olduğumu söylediğimde net ve sert bir cevap almıştım. ‘Hayır ne gerek var hem senin alanın değil’ deyip reddetmişti.
Bir an içimi korku kapladı. Korkuyordu. Benim diğer ekiplerin neler yaptığını bilmemden korkuyor bana sadece bilmem gerekeni söylüyordu. Bu kötüydü. Demek ki ben yazılım ekinin toplantılarına girsem oradan fikirler alırsam ya da yeni bir yazılım ekibi kurup kendi şirketimi kurarsam? Rakip istemiyordu? Şimdi anlamıştım. Ekip yöneticileri ile tek tek tüm toplantılara giren her şeye hâkim olan sadece kendisiydi. Avukatları bile giremiyordu.
O bir CEO’ydu belki de haklıydı ancak bizler çekirdek ekipler olarak birbirimizin ne durumda olduğunu ne iş yaptığını veya nerde sorunu olduğunu bilmezsek bu şirket olamazdı. Puzzle ın bir parçası eksik olması çok büyük bir sorun değildi ancak parça olmadan puzzle bitemiyordu ya. Aynen böyle olacaktı.
Hayır dedim. O kadar emek verdin ekibi toplamak sadece 5 ayını aldı. Projeler geliştirdin ve böyle bir şekilde bu işin içinde olmazdım. Bu kişi benden daha iyi ve yetkin birini bulunca beni kendi içimde sıradanlaştırıp bir ekip üyesi bile yapabilirdi. Ondaki gözü karalığı ve bunun için ‘her yol mübahtır’ ifadesini gördükten sonra ekibimle özel ve acil bir toplantı gerçekleştirdim. Onlara hiçbir şey söylemedim. Sadece bu işten çekileceğimi kendilerinin de henüz bir ekip lideri seçilene kadar şimdilik diğer ekiplerle ortak çalışabileceğini, kimsenin bundan etkilenmeyeceğini söyledim. Ancak bir şeyi unutmuşum. Onlar bana sen yoksan bizde yokuz. Sebepleri dinlemeye gerek bile yok dediler. Bu ekibin içinde çok değerli hocalarımın da olması ve herkesin aynı şeyi düşünmesi beni çok duygulandırdı. Demek ki ben bir şeyleri doğru yapmışım.
Ertesi gün toplantıda tüm ekip liderleri de varken CEO ya istifa edeceğimi söyledim. Benim istifamın ardından tüm ekibimi de bu işten çekeceğimi söyledim. Çünkü zaten hepsi istifasını bana iletmişti.
Biz ekip olarak bu işten ayrıldık ve ben gerçekten güzel bir şeyler yapabildiğimi anlamıştım.