Günümüzde diyabet, karaciğer ve böbrek hastalıkları giderek artmakta ve bu hastalıkların çeşitli tedavileri de bulunmaktadır. Bu tedavileri yaparken bazen karşımıza ek olarak çeşitli sağlık sorunlarının çıktığını görüyoruz. Bu sorunlar kimi zaman kolayca çözümleyebildiğimiz kimi zaman da zor çözülebilecek sorunlar oluyor.
İşte bu sorunlardan biri olan çoğumuzun duymadığı, okuduğunda anlayamadığı bir hastalık olan Kyrle Hastalığını bu yazımda ele alacağım.
Kyrle hastalığı 1916 yılında bulunmuştur. Adını bu hastalığı tespit eden Josef Kyrle adlı kişiden almaktadır.1916 yılında Josef Kyrle bu hastalığı diyabetik bir kadında tespit etmiştir. Nadir görülen bu hastalık perfore (delik) hastalık grubunda yer almaktadır.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmektedir. Ortalama otuzlu yaşlarda sık görülmektedir. Genel araştırma sonuçları 20 -60 yaş arası yoğunluk göstermektedir.
Kyrle hastalığı; keratinle tıkanan papül olarak adlandırdığımız büyük kenarları olan belli sınırlarla çevrili anormal deri değişikliği ile karakterizedir. İltihaplı bir şekilde reaksiyon yaparak başlamaktadır.
Yaralar tek tek yayılım gösterebileceği gibi birleşerek bir bütün olarak yayılım gösterebilmektedir. Yaralar kaşıntılı, sarı kahverengi renktedir. Zamanla keratin tıkaç düşerek krater benzeri bir görünümü alır. Kaşıntı ve beraberinde ağrı ile seyreder.
Bu hastalarda kaşıntının ortaya çıkardığı travma ile ek olarak Koebner fenomeni denilen başka bir rahatsızlık görülebilir. Koebner fenomeninden kısaca bahsedecek olursak derinin travması sonucunda yaraların ortaya çıkması olayıdır. Birçok dermatolojik hastalıklarda görülmektedir. Tedavisi hastalığa bağlı olarak değişmektedir.
Kyrle Hastalığının Nedeni Nedir?
Kyrle hastalığına neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Çeşitli hastalıklar buna sebep olabilir.
Genel olarak araştırmalara baktığımızda şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, alkolik siroz, kalp yetmezliği, albüminüri olarak adlandırdığımız idrarda proteinin yüksek olması, yüksek serum kreatinini, anormal kreatinin düzeyi, belli bir zaman aralığında yüksek miktarda idrarın üretilip atılması olan poliüri hastalığında ortaya çıkmaktadır.
Bu hastalık sıklıkla avuç içi, ayak tabanı, saç kökleri ve ekrin kanallarında ve mukoza zarları dışında her yerde meydana gelebilmektedir. Bu hastalığı önlemek için rapor edilebilir bozukluklar önlenmeli ve bu hastalıkların takibi etkin yapılmalıdır.
Kyrle Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?
Tanısı tespit edilirken küret adını verdiğimiz aletle hemen kazınması, lezyonun tabanında kanamalı ve küçülen alanların olması ve görünümünün delikli olması tanıda yardımcıdır.
Kyrle Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Bu hastalığın tedavisine bakıldığında spesifik bir tedavisinin bulunmadığı görülür.
Ancak hastaların atak geçirmesini önlemek için uygulanan tedaviler vardır. Bunlar;
- Nemlendiriciler,
- Oral antibiyotikler,
- İmmünosupresanlar,
- Fototerapi,
- Topikal retinoidler,
- Topikal steroitler,
- Islak pansumanlar ve
- Oral tedavilerdir.
Bu tedaviler hastalık, hastalığın evresi, tedavilere yanıtı ve hastanın durumu gibi çeşitli faktörlere bakılarak kombinasyonlanıp hastalara uygulanmaktadır.
Son olarak hastaların sürekli kontrol altında tutulması ve takibi hastalığın seyri açısından önemlidir.
Acay, C Doğan, B Doğruöz, K (1992).Kyrle Hastalığı(Olgu Sunusu).Türk Klinikleri Dermatolojisi Dergisi, 2, s 83-86.
Forouzandeh, M Stratman, S Yosipovitch (2020). The treatment of Kyrle’s disease: a systematic review.Journal Of The European Academy of Dermatology and Venereology, 34,7.
Özbağçıvan, O., Lebe, B., & Fetil, E. (2020). Dermoscopic pattern of Kyrle’s disease. Anais Brasileiros de Dermatologia.