Merhabalar,
Bu yazının diğer bir adı aslında Kutsal Bir Meslek: Hemşirelik. Ben bu vurgunun üzerinden bir hemşire olarak hasta yakını gözüyle hemşireliğin etkilerinden bahsedeceğim. Bunun için yazının son başlığına Hemşirelerin Küçük Bir Gülümsemesi Her Şeyi Değiştirir olarak farklılaştırdım.
Hemşirelik mesleğini kutsal kelimesiyle nitelemek istedim. Çünkü yaratılanların arasında en şerefli ve kutsal olan insan ile bir bağ kurmuştur. Mesleğini hakkıyla yapan hemşireler bireye biyo-fizyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel açıdan holistik bir bakım sunar. Ve insanı her yönüyle ele alır. İnsanın maddi ve manevi boyutuyla ilgilenir. Dolayısıyla hemşirelik kutsal bir meslektir.
Bu yazdıklarımı hemşirelik mesleğinin ne kadar kutsal olduğunu daha da iyi anlatabilmek için bizzat yaşamış olduğum bir hadiseyle anlatmak istiyorum.
Yakınlarda babam ameliyat oldu. Yaklaşık 10 gün kadar hastanede kaldık. Sabah hemşireler vizite geliyordu.
Şimdi size iki farklı hemşirenin iki farklı yaklaşımından bahsedeceğim. Ve bu iki farklı yaklaşımın hasta üzerindeki etkilerinden…
Sabah vizitinden yaklaşık iki saat sonra kan şekerini ölçmek üzere bir hemşire odaya girdi. Yüzü donuk, ifadesiz, kısmen sinirli bir şekilde yanımıza yaklaştı ve babamın şekerini ölçtükten sonra girmesiyle çıkması bir oldu. O hemşirenin çıkmasından sonra yeni ameliyat olan babam, hemşirenin o davranışından etkilendi. Akşama kadar asık suratlı bir yüz ifadesine büründü. Ağrıları arttı. ‘İnsan bir halimizi hatrımızı sorar, ne kadar da ilgili bir hemşire (!)’ söyleminde bulundu.
Akşam vital bulguları almak için bir hemşire girdi odaya. Odaya girdiği andan itibaren işini ciddiyetle yapan bir hemşire olduğunu anladım. Hastanın gözünün içine bakarak: ‘’ Bugün nasılsın bey amcacığım?’’, ‘’Rahat uyuyabildin mi?’’ gibi söylemlerde bulundu. Odadan ayrılırken de ‘’Benden var mı bir isteğin? Bir isteğin olursa hemen söyleyebilirsin.’’ tarzda alakamızı celbeden cümleler söyleyince babamın yüzünde oluşan o gülümsemeyi, kendini değerli hissettiren o duruşunu, böyle hemşireler de varmış dedirten hayranlığını gördüm.
İçimden şunu geçirdim: Aslında hasta bir gülümsemeyle, kendisini hakikaten anlayan bir hemşirenin onunla konuşmasıyla gerçekten yüzünde ufacık bir gülümseme oluşturabilir, kısmen de olsa ağrılarını hafifletebilir ve duygudurumunu pekala iyileştirebilir.
Kutsaldır hemşirelik…
‘’İnsanla’’ bağ kurar. İnsanı tüm boyutuyla ele alır: Holistik yaklaşır, hümanistçe bir bakım sağlar.
”Doktorlar savaş oyunlarını haritalandırıyor olabilirler, ancak çatışmayı katlanılabilir kılan hemşireler.’ ‘diyor yazar Jodi Picoult.
Evet, hastanın teşhisini koyan, tedavisini belirleyen, ameliyatı bizzat yapan doktorlardır lakin hastaya yapılan işlemler sonrasında ağrısını hafifletecek, duygudurumunu iyi hale getirecek, hastayla bütünsel bir bağ kuracak olanlar da hemşirelerdir. Bu da yadsınamaz bir gerçektir.
Sözlerimi hemşirelik camiasının baş kurucusu olan Florence Nightingale’in bir sözü ile noktalamak istiyorum:
”Ben hasta bakıcı olmak istiyorum, kimsesi olmayan insanların kimsesi olmak istiyorum.”
Gelin biz hemşireler de insanların kimsesi olalım, onların çıkamayan seslerine ses olalım, gerçekleştirmek istedikleri ve üzerine toprak atılmış hayallerine umut olalım.
Unutmayalım! Bir insanın hayatını kurtarmak bütün insanlığın hayatını kurtarmak gibi olur.