Görünmez Goril Deneyi: Sezgileriniz Ne Kadar Güçlü?

2 1.858

Doğrudan cihazınızda gerçek zamanlı güncellemeleri alın, şimdi abone olun.

Bu yazımda ilginizi çekecek bir konuyu ele alacağım. Bu öyle bir konu ki günlük hayatımızın her yerinde…

Hadi başlayalım.

Görünmez Goril Deneyi

Goril Deneyi; Harward psikoloji öğrencileriyle yapılan basit bir deneydir. Deneyde bir grup insan, bir kısmı siyah diğer kısmı beyaz tişört giyer. Basket topu ile birbirlerine pas atarlar. Bu paslaşmalar arasında bir zaman aralığında goril kostümüyle biri gelip filme çekilen paslaşmalarda görünüp gider. Deneklere izletilirken toplam paslaşma sayısını bulmaları istenir. İzledikten sonra çoğu denek doğru pas sayısını bulur veya yaklaşık cevap verirler, gorili fark edenler sorulunca neredeyse hepsi fark etmemiş topa odaklandıkları için. Beynimiz bir şeye odaklandığında etraftaki diğer uyaranlardan etkilenme en aza indirgenir. Deneyde de herkes istenen pas sayısına yani topa odaklandıkları için oradan geçen gorili fark etmemişler.

Fakat bazı insanlar hem gorili fark edip hem de odaklandıkları şeyleri de kaçırmamış olabiliyorlar bu da sezgiler ve kişilerin yapılarıyla ilişkili olabilir.

Beynimiz aynı anda birden fazla nesne veya olaya odaklandığında yapılan işlerde aksaklıklara çok sık rastlanır.

Aynı anda hem elimiz hem de ayağımızla daire çizmeye çalışır gibi, bunu hepimiz denemişizdir.

Bellek Yapımız ve Olaylar

Bazen hatırladığımız bir olay başımızdan geçmemiş olsa bile yaşamışız gibi hatırlar ve öyle anlatırken bulabiliriz kendimizi. Bunun sebebi çok yakın birinin başına gelmesi veya birebir şahit olunması, olayın detaylarına hâkim olunması, içselleştirilme ve üzerinden uzun zaman geçmesi ile hafızamızda yer eden olay biz yaşamışız gibi hatırlanır.

Bazen aynı olaya aynı yerde şahit olan kişilerden farklı şekilde bakış açılarıyla olayı anlatabilirler. Bunun nedeni bellek sistemimizin bizi olayın merkezine yerleştirmesidir. Kişiler o anki duygularıyla olaydan bir süre sonra hatırladıkları duygular ve ayrıntılar bile bir olmamaktadır.

Alışık Olma

Trafik kazalarından motosiklet kazalarının neredeyse hepsinde arabayla çarpışma ve verilen ifade olarak kişilerin birbirlerini görmemesi oluyor. Arabada olan sürücü yola odaklandığı için gelen motosiklet veya yaya da olabilir bunları anlık olarak göremeyebilir. Çünkü beyin o an yola odaklanmıştır. Fakat motosikletlerin çok olduğu bir şehirde sürücüler sürekli karşılaştıkları için belleklerinde motosiklet sürücülerine denk gelinen yollar yer etmiştir ve görme olasılıkları daha çok artıyor tabii kazalarda azalıyor. Bu durum yayalar için de geçerli kazaların çoğunluğunda ne yaya sürücüyü ne de sürücü yayayı görmüştür her iki tarafta birden ortaya çıkmıştır. Fakat İstanbul gibi büyük şehirde yayalar o kadar fazladır ki sürücüler artık görmeye alışkın oldukları belleklerinde yer ettiği için fark edebiliyorlar. Aksaray’da mesela o kadar insan sürü ile karşıdan karşıya trafik ışıkları yanmadan bile geçmeye çalışıyor ki sürücüler alışkın oldukları için kaza gerçekleşme ihtimali az oluyor.

Körü Körüne İnanma- Yaşayan Bilir Literatüre Gerek Yok!

Çocukluk çağında yapılan KKK aşısı çocukları kızamık ve kızamıkçık tan korumak için yapılır. Fakat son zamanlarda otizme neden oluyor şeklinde söylemler yaygınlaştığı için çoğu aile çocuğuna vurdurmayıp bağışıklığı düşürüyorlar. Bunun nedeni de otizm semptomlarının belli yaşlarda kendini gösterdiği veya aileler tarafından geç fark edilmesi ile aşı yaşında ortaya çıkan belirtilerdir. Aşı yaptırıp sonrasında çocuğum otizm oldu şeklinde açıklama yapan birkaç aile ile yapılan konuşmalarda anne çocuğuna aşı vurduktan sonra semptomların olduğunu belirtmiş, bunu herhangi bir araştırmaya temellendirmeyip annenin yorumu ile harekete geçen doktor yazı yayınlayıp otizme yol açtığını belirtmiştir.

Herhangi bir kesin temeli olmamasına rağmen literatür bilgisi bile değilken çoğu aile annenin yaşadığı durumdan etkilenip bizim başımıza da gelebilir diye aşıyı reddetmeye başlamıştır. Demeye çalıştığım şey insanlar literatür den çok olayı yaşayan, mağdur kişilerden duyduklarında daha çok inanıp körü körüne uymaya meyillidirler.

Simsonlar çizgi filminde mesela bir bölümde gördükleri bir ayıdan dolayı ayı saldırı diye nitelendirip ayı timi kurarlar. Baba dışarı çıkıp “ayı timi işini çok iyi yapıyor etrafta ayı yok der”. Halbuki yaptıkları hiçbir şey yok. Çocuk yerden bir taş alarak babasına “ ben bu taş aslanları uzaklaştırıyor desem ve satmak istesem alır mısın “ diye sorar. Babası “ etrafta aslan olmadığına göre senin taşın işe yarıyor ne kadar para istiyorsun satmak için “ der.

Veya bir kişi çıkıp gelse bir inekle bu inek konuşabiliyor dese hemen hadi göster görelim diye tepki veririz. Adam elinde sopayla sihirli sözler söylese inek konuşmaya başlasa şaşırıp hemen buna inanırız. Diğer inekler üzerinde de göster gibi bir talepte bulunmayız. İnekler konuşmaz diyen kişiler veya bilimsel çalışmalara rağmen inanmayız. Bunun yerine bize bunu gösteren kişinin bize kandırmaca olduğunu söylemesi ile inanmayı bekleriz. Körü körüne inanırız çoğu şeye bilimsel bilgiler ışığında yanlış olsa bile kabul etmeden yaşayan, anlatan tarafından anlatılana inanırız.

Daha birçok hikâye, olay ve konu var aklımda kalanlar ile bir yazı yazdım dahasını isteyenler olursa “Görünmez Goril” kitabını okumanızı öneririm.

Doğrudan cihazınızda gerçek zamanlı güncellemeleri alın, şimdi abone olun.

2 Yorum Yapıldı
  1. Cevat Zafer diyor

    Başarılarının Devamını Diliyorum Zevkle okuyorum. Ve verdiğin bilgiler sayesinde Hayata bakış açımız güzel yönde değişiyor☺

  2. Emine diyor

    Çok teşekkürler ne mutlu bana🥰☺️

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.